24 Haziran 2011 Cuma

Amasra ve Ağlayan Ağaç(Kale içi)

Sevgili okuyucular,facebook takipçilerimden:P resim ve imla hatalarım konusunda ikazlar alıyorum fakat zorlu karadeniz yolları türksellin 4 çeker geyiğine karşılık dağların arasında kopan bağlantılar edge hızındaki kalitesiz iletişim,oğulcuğumun  arkada  yaptığı şirinlikler eşsiz doğa manzarası  ve en önemlisi benim doğallığım ortaya böyle şeyler çıkarıyor:) imla hatalarım konusunda belki düzeltmeler yapamayabilirim ama uygun zaman bulursam resimleri koyucam..
Neysecime Amasra....sadece uyumak için otelleri kullandığımızdan yazılarımı biraz geç yazıyorum mazur görün artık..
Yine dolanbaçlı yollar ve Amasraya vardık.Güzelcehisarda yemek konusunda umdugumuzu bulamayıp yola dönünce tabi Amasraya ulaşana kadar midemiz birbirine yapıştı..Helede benim gibi açlığa dayanamayan birisi için Amasraya ayak bastığımda açlıktan adım atcak mecalim kalmamıştı öğleden sonra oldu tabi kolaymı:) neyse arkadaşların tavsiyeleri üzerine Canlı Balık Restorantın oranın en iyi balıkçısı olduğunu öğrendim ve o takatsiz halimle o kadar restorantın önünden geçip güzel kokularına rağmen ısrarla biraz arayıştan sonra bulduk yeri..Dışarıdan güzel gözüken sahilde bir Balık restaurantı.Meğersem hafta sonları filan rezervasyonla kabul ediyolarmış sıra bekliyomuş millet orada balık yiyebilmek için..biz şanslıydık hafta içinde orda bulunduğumuz için iskelede yer bile bulduk.deniz güzel manzara güzel servis güzel yemek sahane öyle böyle deil Balık seviyosanız benim gibi böylesini yemediğinize bahse girerim çıtır çıtır kızarmış mezgit kılçıgıyla azıma atıyom israf etmemek için:) salatası hele resmini koycam arkadaşlar yanlış hatırlamıyosam tam 25 malzeme katıyolarmış içine ciddende vardı o kadar saymaya çalıştım ama her seferinde kafam karıştı aklım tadına gitti beceremedim:)Şiddetle tavsiye ediyorum süperdi oğluşum bile bayıldı salatasına kendim yemekten tabi çocuğa balık vermeyi unuttum salatadan nasiplendi zavallım,yoksa balığada bayılırdı eminim:P
Benim için en önemli ayrıntı yemek olduğundan anlattımda anlattım oyy..yemekten çıktık dolaşalım dedik biraz gönül isterdiki tekne kiralayıp sehri denizden şöyle bir turlasaydık ama yanınızda bebek olunca birde vakit biraz dar olunca malum 1 satinizi tura ayırcağına bi kaç yer fazla gezelim dedik.Kaleye gittik amasrayı tepeden seyretmek için.Hemen dibinde Tavşan adası var tavşandan çok martı var:)yunuslarda geçiyomuş ordan ama biz gittiğimizde ortalarda bişicikler yoktu..Kalenin içinde tepe noktada Ağlayan Ağaç diye çay bahçesi yapmışlar oturup tavşan adasını ve karadenizi seyrediyosun..Rüzgar çoktu tepede ama manzarası güzeldi elalemin gevuru geliyo turlarla geziyo biz memleketimizin güzelliklerinden habersiz takılıyoz...çok ayıpladım kendimi..Hep bi bahane oldu karadenizi sahilden hiç gezemedim Biz karadenizli olmamıza rağmen turumuza 4 yıl önce akdenizden başlamıştık bütün sahil şeridini geze geze egeden içeri girmiştik ..bir sonraki tatilimiz istanbuldan çıkışlı çanakkale istikametinden egeydi..Geze geze gitmek Babamdan kalan bir alışkanlık biz çocukken tatillerimiz arabalarda pansiyonlarda geçerdi her sene biraz daha büyüdüğümüzde bizi azat etti deniz kum güneşe verdik kendimizi..insan yaş ilerledikçe gürültüden kalabakıktan ziyade sakin doğayla iç içe kültür fışkıran şeyler arıyo heralde yada sadece ben arıyomm.:)oooo Amasra nerde kaldı ben nerelere daldımm..neyse efendim Kalenin tepesindeydim en son ..Tepede sölemesi ayıp tuvalete girdim karşı duvarda bi yazı vardı 'tuvalet 50 krş Lütfen ücretini büfeye ödeyin'komiğime gitti paylaşmak istedim.:)
kaleden inerken hemen yol üstünde çarşı var isterseniz uğrayabilirsiniz biz geçe kalmayalım diye çok beklemedim biraz daha turlayıp amasradan ayrıldık geceyi Safranboluda geçirmek üzere yola döndük..

23 Haziran 2011 Perşembe

Filyos ve Güzelcehisar..

Bayağı geride kalmışım ..neredeyse  Sinopa geldik :)Neyse efendimm Filyos Zonguldak'ın bir tatil beldesi..sakin öğle vakti sessiz gözüken öğleden sonra sahili canlanan bir yer..biz vardığımızda öğlen olmuştu sahildeki Aile çay bahçesine oturduk bi kahve içtik.burda insanlar denize girmiyomu diyodum annem birden atıldı öğleden sonra geliyolarmış dedi..Sen nerden biliyon dedim haliyle :)hemen yöre halkıyla kaynaşmış anam..belediye başkanından başlamışlar kadının kışın kaç ton odun yakıp ısındığından,ev halkının bütün seceresine kadaröğrenmiş maşallah araştırmacıdır kendisi öğrenmeyi sever öğrendiği bişeyide unutmaz..bizde nerde o kafa...ben Filyosu şu şekilde tavisye ediyorumZonguldak Filyos yolunda büyüleyici koylar var...harika gözüküyor deniz kum ve arkasında uzanan dağ manzarası.. insanın birden durup kayalıklardan kendini denize bırakası geliyor..Gidin görün pişman olmazsınız ...
Eee tabi biz bi yerde fazla duramıyoruz karadeniz turumuza Filyostaki kahve molasından sonra fazla uzatmadan istikameti güzelcehisara çevirdik..dağlar tepeler koylar aştık.Yine aynı güzellikteki koyları görüp hayran kaldık..Biz turistik yerdir  gelişmiştir ümidiyme yemek molamızı burada yapmak için sabrettik fakat güzelcehisar koyuna vardığımızda hayalkırıklığı ve açlık birbirine karıştı paçalarımızdan döküldü..iki yudum soğuk su içtik sahilde yemek yeme hayallerimizin üstüne bu ne yaaa..sahilde camping alanları mevcut kendin pişir kendin ye tarzı birde marketler var temel ihtiyaçlar ve birazdaha fazlası ama pişirebileceğin veya onların pişirip sattığı henüz hiçbirşey mevcut değil..Ordaki Camping sahibi çocukla sohbet ettik biraz çocuk girişimci belli ağzı laf yapıyo düşündüklerini karşısındakine güzelce izah edebiliyo anlattı anlattı..Dertliydi biraz..Eskiden tesisleri varmış orda kalınabiliyomuş yemek filan herşey mevcutmuş fakat bazı büyüklerimizin çıkarları doğrultusunda yıktırmışlar..yaşak demişler sonrada sat bize burayı demişler köylüleri bezdirip sattırmaya çalışıyolar topraklarını dedi..Meğerse bir kaç iş adamımız oralara göz koymuş..yan köydekileri 'istimlak edilirse hiç para alamazsınız' diye kandırıp aldılar ellerinden dedi.Biz direniyoruz satmıcaz dedi..Umuyorumki o güzelim doğa harikası yerler üç beş çıkar delisi insanın eline kalıpta mahvolmaz..umuyorum herşey çocuğun istedikleri gibi güzel olur..Sevdim çocuğu çok içtendi..
Yemek hakkımızı Amasrada kullanmak üzere saklı tutup dağ yollarına vurduk kendimizi yine..Hey gidi Karadeniz Heryerin yemyeşil masmavi çok güzelsin bee..

22 Haziran 2011 Çarşamba

Zonguldakta bir gece...

Uzun dolanbaçlı bir akşam yolculuğundan sonra Zonguldak ışıkları gözüktü..Karnımız aç kalıcak yerimiz belli deil çocuk arkada perişan uyuyakalmış..Malum yanımızda çocuk olunca ilk öncelik onun ihtiyaçları oluyor..Başta bir otel aramaya koyulduk.Anladığımız kadarıyla merkezde en büyük otel Emirgan..tabi öyle bir zamana denk getirmişizki Zonguldak'ın kurtuluşuymuş 21 Haziran..Heryer dolu Dolaş dolaş derken 2 yıldızlı bir otel bulduk, Konak otel ...Cidden dökülüyodu napalım yapcak bişi yok dedik kendimizi attık içeri sonunda gece 11 buçuk olmuş saat..çocuk sere serpe yatarkene anneme emanet edip karnımızı doyurmak için çıktık köşedeki çorbacıya gittik.bi çorba içtik tabi ben aç insan sölemesi ayıp bide köfte söyledim..yedik afiyetle..gelir gelmez yattık ama saat 1 oldu..Sabah Altı bizim ufaklığın kalkışı..uyku yok bana..Kalktık oğlumuzun keyfini yerine getirdik.temizliği maması oyunu derken saat 8 oldu bir duş alıp indik kahvaltıya..tabi sonrada yola devammm..
Kişisel olarak zonguldak şehir olarak bana çok güzel gelmedi tam şehirleşememiş bi yapısı vardı sanki ..yolları dar her zamanki gibi yol tabelaları eksik nereye nerden gitcenizi bilmiyosunuz..bir tane koymuşlar gerisi yokk yol ayrımları geldiğinde durup bakınıyosunuz nere gitsem diye burda teknoloji devreye giriyor ve gps kızımız güzel ses tonuyla bize şuraya dön diyor:) bizde ona itimat ettik vardık filyosa..Birdahaki yazımda anlatcam herşeyi şimdi oğulcuğum sıkıldı ilgi istiyorrr..Annelik vaktim geldi:)

21 Haziran 2011 Salı

Akçakoca Ceneviz Kalesi ve Mavi bayraklı Kumsal...

Evet gezi meraklıları:P Akçakocaya vardık sonunda burdaki durağımız ceneviz kalesi oldu görülmeye değer bir burası varmış gezginler için...
Akçakoca şirin bir sahil kasabası sahili güzel yapmış kim yapmışsa ellerine sağlık..Ortasında kocaman yeni mimari yapıda inşa edilmiş uzay çağında ibadet etsem böle olurdu hissi veren bir cami var..
Bizim amaç kaleye çıkmak olduğu için içgüdüsel olarak bir yolu takip etmeye başladık ..Turistik tabelalar bakımından biraz eksik bir ilçe..en son sağa sola bakınırken bu böle olmaz deyip yoldan geçen birine sorduk nirde bu meşhur kale diye..sağolsun adam güzel tarif etti.şıp diye bulduk.Yurdumun yardım sever insanı olmasa devletin tabelaları ile gps hatununa güvenip yola çıkılmaz..biz başladık denedik ama yurdum insanı galip geldi:)
Kale niyetine pek bişi yok, bi duvar var yarısı kırık filan,yani şimdi kale diyince insan heybetli bişi bekliyo surlar filan kocaman bi kapı:) Girişte sağda bir cafe var hemen yanındada dilek kuyusu yanlızları koru deniz kızı diyor sanırsam...bayağı bir dua formatında yazı vardı hemen yanıbaşında ama kabaca okudum dilek kuyuları filan bana herzaman içinde bi dünya parıldayan paraların bulunduğu ve insanların o paraları atarken akıllarından ne geçirdiklerini merakla zihnimden geçirdiğim izlemesi zevkli yerler olmuştur..Belki gün gelir benide kandırırlarda atarım bir çeyreklik bende..
Kalenin içi mesire yeri..Piknik sepetini kapan orda ama hakkını veriyor manzara..Hemen ayağının altında uzanan deniz, serinle ılık arası esen rüzgar ve yine merdivenler yawww..Merdivenler derkene mesire yerinin altında mavi bayraklı kumsal var.malum merdivenlerden iniliyor ama burası şelale kadar abartı değil.makul sayılır yani sonuçta mavi bayraklı kumsalda denize girip güneşlenmek istiyorsanız o kadarda olsun yani deilmi?
güzel bir koy görülmeye değer diyorum yine ve Zonguldak istikametine doğru yol alırkene günbatımındaki kızıllığın denizin mavisiyle kaynaşıp yavaştan kararan havayı izlemek için yazıma ara veriyorum bi dahaki durakta görüşmek üzere..

Kayıp Doğa Harikası Güzeldere Şelalesi..

Memleketimin bu yaşıma kadar adını bile duymadığım kayıp doğa harikalarından biri Güzeldere şelalesine Efteni gölünden yukarı doğru çıkıyoruz.köyün içinden çıkılan yol bayağı bozuk yavaş yavaş tepeye yırmana tırmana manzarayı ayağımızın altına alaraktan şelaleye doğru yola çıktık.yolda kücük bir mesire alanı var.Biz durup pidelerinin tadına bakalım dedik.idare ederdi.Şehirde satılan kır pidelerini andırıyor ama onların buyuk pide ebatındaki versiyonu:)yemekten sonra 5-6 km kalan tırmanma faslımızdan sonra şelalenin sapağına vardık..ve ne görelim Bağcılar belediyesi izci kampı ormanın içinde sıra sıra çadırlarıyla karşımıza çıktı..tabi şelale halen ortada yok:)buradan arabamızı annemle oğluşuma emanet edip yürüme başladık eşimle.Piknik alanlarının yanından doğru merdivenler başlıyor..Şelalenin sesi uzaktan geliyor fakat merdivenler bir türlü bitmiyor.Kendimi güneş ışınlarının toprağa nadiren ulaştığı sıklıkta ve bir o kadarda heybetli bir ormanın içinden aşağı doğru inerken birden neyle karşılaşıcam diye düşünürken bulup şöle bir etrafımdaki ağaçlara bakınıyorum..ve yüzlerce merdivenin sonunda 100 metrenin üstünden büyük bir çoşkuyla akan suların yarattığı serinliği içinize çekiyosunuz..wayy bee bu ne güzel bir duygu..Görülmeye değer bence yolunuz düşerde vaktiniz olursa mutlaka uğrayın pişman olmazsınız.
O güzelim manzaradan sonra aklıma birden merdivenler geliyor..Bitirdi beni birden oksijen patlaması yaşadı ciğerlerim..dizlerimin bağı çözüldü kendimi yukarı zor attım.Tavsiyem benim gibi yaşlıysanız merdivenlerde duraklama yapmayın yoksa sisteminiz kendini kapatabilir:)
Burdaki güzellikleri bırakıp yavaştan yola koyulduk bu sefer asfalt yolu bulduk Gölkaya ya dönüş yolunda tepede bütün ovayı ayaklar altına alan minicik bir dinlenme yerinde manzaraya karşı çayımızı içip yolumuza devam ediyoruz..evett bir sonraki durak Akçakoca Ceneviz kalesi..Beam me up Scotty!(tamam canım arabayla gitsekte olur:))

Karadeniz Turumuz - İlk Durak: Düzce Melen(Efteni) Gölü

21 Haziran 2011 Salı günü öğlen çıkabildiğimiz turumuzun ilk durağı olan Düzce Gölkaya Eftania gölüne saat 14:00 sularında varmış bulunmaktayız. Göl gerçekten de görülmesi gereken aynı zamanda bakım yapılması gereken bir göl olarak karşımıza çıktı. Gölün içine doğru uzanan tahta iskelesi sizi karadan alıp yeni açmış  nilüfer çiçeklerinin arasına çekiyor. Etrafınız sazlar, nilüfer çiçekleri, durgun sular ile çevriliyor hemen. Etrafta uçuşan türlü türlü kuşlar sanki iskele sayesinde tüm o kalabalık gürültülü karadan sizi çekip huzura, durgunluğa, anlatamayacağım ama yaşadığım o mutluluğa doğru sürüklüyor.

İskelenin uç noktasına ulaşıp birkaç fotoğraf çektikten sonra yine kendi başına bırakılmış olan iskele kuleye çıkıp bu sefer de bizi gölün üzerinden bakmaya çekti. Bu kuleye çıkarken aman dikkat! Kule gerçekten de bakımsız bir halde bırakıldığından merdivenlerden çıkarken kulenin sallantısı her an çökecekmiş hissi uyandırıyor. Ne yazık ki burada herhangi bir tesis bulunmuyor, ne yazık...

İnsan bu güzelim gölün hatta kulenin hemen yanı başına bir kahvehane dahi koysa ben şahsen 5 adet çay içerdim doğrusu...Memleketimin hemen her yerinde rastlanabilecek bakımsızlık örneği doğa harikası bir yeri üzülerek terk ederken insan ne olacak bu memleketin hali demeden yapamıyor.

Her ne kadar bakımsız olsa da bizler bu gibi yerlerin trafiğini arttırır isek eğer belediyesi olsun turizm ve kültür müdürlüğü olsun belki biraz itinalı davranarak bu güzelim doğa harikası gölü biraz olsun düzene sokarlar belki, ne dersiniz?
kuleden hızlı ama temkinli adımlarla inip;arabadaki ufaklığın uyanması nedeni ile  ve anneciğimide çocuktan bi beş dakika kurtarıp soluk alması için arabaya doğru ikinci durağımız için yola koyuluyoruzz..Sırada Güzeldere Şelalesi var.....